Blogumu yeni açtığım için sadece bir kitabını sizlerle
paylaşsam da Lisa Gardner’in kitaplarını çok severim.
İşte bu sebeple kütüphanede hafta sonu okumak için kitap
baktığımda Lisa Gardner’in okumadığım bir kitabını göründe hafta sonu kitap
seçimim belli oldu.
Kütüphaneden seçmiş olduğum diğer kitabı bitirip, hatta
yorumumu bile sizlerle paylaştığıma göre diğer kitaba başlayabilirim artık.
Hayallerinizin Erkeği Bir Katilin
Ruhunu Taşıyor Olsaydı Ne Yapardınız?
Jim Beckett hayallerinin erkeğidir… Fakat Tess bu havalı
polisle evlenip çocuğunu doğurdukta iki yıl sonra, kocasının on kadını vahşice
öldürmek suçuyla parmaklıkların arkasına gönderilmesine yardımcı olur. Yüksek
güvenlikli bir hapishanede tutulmasına rağmen Beckett ona bunu ödeteceğine
yemin eder. En sonunda da hapishaneden kaçar ve tüm oyunların en zoru başlar…
Korkuyla geçen bir hayatın ardından Tess daha önce hiç
yapmadığı bir şey yapmaya karar verir. Psikolojik olarak harap durumda olan bir
deniz piyadesi yardımıyla, kızını korumayı ve kendini savunmayı öğrenecektir.
Beckett’i yakalamak için dört eyaletin o zamana kadar tanık olduğu insan avı
başlamışken, karı koca arasındaki tüyler ürperten buluşma için zaman
daralmaktadır. Tess bu sefer öldürmekle öldürülmek arasında seçim yapması
gerektiğini çok iyi bilmektedir.
‘’ Unutulmaz derecede
kötü bir adam ve merak uyandıran bir düğüm, Mükemmel Koca’yı heyecanlı bir
kitap haline getiriyor!’’
Tess Gerritsen
‘’ Tami Hoag, Karen
Robards, Elizabeth Powell ve Nora Roberts’in eserlerine müthiş bir ilave.’’
Publishers Weekly
Kitap tanıtımın yazısında sizlerle paylaştığım gibi Lisa
Gardner’in kitaplarını çok severim.
Ve bugüne kadar okuduğum her kitabını da çok beğenmiştim.
Ama bu kitap için maalesef çok sevdim, çok heyecanlıydı,
olay örgüsü müthişti gibi şeyler söyleyemeyeceğim.
Hafta sonu için seçtiğim bu kitap kısaca benim için tam bir
hayal kırıklığı oldu.
Nerden başlasam bilmiyorum ama ilk önce öykünün genel akışı
benim için fazla yüzeysel geldi.
Kitabın kadın kahramanı olan Tess’in evliliği ve evliliğinde
yaşadıkları detaylı ve heyecanlı olarak anlatılmadı.
Yani olayların başlangıç noktası olan yer hakkında yeterli
bir fikir oluşmadı bende.
Tess’in kocasından kurtulmak için aldığı eğitimin anlatılması
da yüzeyseldi, burada eğitmen ile aralarındaki yakınlaşma ön plandaydı.
Kitaptaki cinselliği de gereksiz ve fazla buldum.
Kitapta bence en önemli yan hikâye olabilecek olan Marion’un
hikâyesinin de hakkı verilmemişti.
Kitap sonlarında doğru katil olan Tess’in eski kocası bütün
polisleri ve eski bir asker olan J.T. yi alt ederken, kitapta minyon olarak
anlatılan Tess’e yenilmesi de ayrı bir ironiydi.
Polis teşkilatının da zafiyeti, içeriden bilgi alınması ve
polis merkezinin içine ceset saklanması vb. çok abartı ve inandırıcı olmaktan
uzaktı.
Kısaca bu kitabı hiç mi hiç sevmedim.
Ve naçizane eğer Lisa Gardner’in kitaplarını okumak
istiyorsanız bu kitap ile başlamanızı kesinlikle önermem. Çünkü bundan sonra
diğer kitapları okumaz ve o kitaplardaki heyecanı tadamazsınız.