Çoğu kadın gibi Teri Hatcher da hayat hakkında ilk şeyleri
annesinden öğrendi. Ve çoğu kadın gibi annesinin de, düşündüğü son kişi
kendisiydi. Yaptığı tostlardan biri fazla yanmışsa, en iyisini başkasına verir,
yanık tostu kendisine ayırırdı. Bu hareket bir sevgi gösterisi olsa da, öğrenilmemesi
imkânsız bir ders veriyordu: Kendi tatmininiz bir tost etmez.
Teri Hatcher’in bir 10 yıl daha, kendisini bir sonraki
faciaya hazırlanmaması gerektiğini öğrenmesi, bir boşanmaya, bekâr ve çocuklu
bir kadın haline gelmesine, kötü sevgililere, ertelenmiş bir kariyere ve hiç unutamayacağı
40’ncı doğum gününe mal oldu. Tatmin olmak ve kendini sevmek hiçbir zaman
çantada keklik değildir, ama mutlu bir hayatın olmazsa olmazlarındandır. Teri
Hatcher, kalbi ısıtan, eğlenceli, dokunaklı ve bu felsefeni ilham erici bir
manifestosu olan Yanık Tost’ta diğer kadınların da yanık tostu yemesin önlemeyi
ve kendilerini dışarı açmazlarsa hiçbir zaman ikinci bir şansı elde
edemeyeceklerini anlatıyor.
Tüm zayıf tarafları, başarısı ve açık sözlülüğü ile ( Beyaz
Atlı Prens’i buzdolabından aramasından, kızının doktorundan daha çok dışarı
çıkması gerektiğini duyana kadar ) Yanık Tost, günlük keşmekeş sırasında ilham
verici bir hayata sahip olmak için zorluklar çeken ve başarıya ulaşan bir
kadının eğlenceli, sıcak ve dokunaklı bir portresini çiziyor.
Eğer başkaları için sizin iyi olan bir şeylerden
vazgeçtiyseniz, bir daha seks yapamayacağınızı düşünüyorsanız, her zaman bir
işte başarılı olmak yerine, önce çuvallayacağınızı düşünüyorsanız, yanık tostu
yediniz demektir. O halde Teri Hatcher’in size söyleyecek bir çift lafı var…
Kızarmış tost. Ne kadar çabalarsanız, hiçbir zaman kusursuz
olmaz. Ya h,iç kızarmaz ya da yanar. Ekmeğin üzerindeki yanıkları bıçakla
kazıyanlardan mısınız, yoksa üzerine reçel sürüp yanık tadını saklayanlardan
mı? Yanık tostu atar mısınız, yoksa hiçbir şey olmamış gibi yer misiniz?
Bugüne kadar ben yanık tostu yedim. Bunu annemden öğrendim.
O herkesi ve her şeyi kendinden fazla önemserdi. Annemin verdiği ‘’ kendini
feda etme’’ mesajı bir çocuk için fazla karmaşıktı. O, bana bir kadının her
zaman en kötüsünü beklemesi gerektiğini ve bol yağlı bir tosta sahip olduysam,
bunun için bir yerlerde başka insanların o tost için acı çektiğini öğretti.
Sonunda 40 yaşıma geldim. Hayatımın bundan sonrasını da
böyle mi geçirmek istiyordum. Cevap Tabi ki hayırdı. En zoru değişmek için,
yanık tostu yememem gerektiğini anlamak oldu. Başarısızlığı aklıma bile
getirmemeliydim. İyi şeyleri hak etmediğime inanmayı bırakmalıydım. Ve bıktım
da. Artık böyle düşünmek istemiyordum. Hiç kimsenin böyle düşünmesini
istemiyordum.
Bu kitabı bunun için yazdım. Bu kitap benim mutluluğa
yaptığım ciddi, çılgın ve dokunaklı yolculuğu diğer insanlarla da paylaşmak
istedim.
Çarpık, kendini
aşağılayıcı, ev, ebeveynlik üzerine akıl veren ve dedikoduları yalanlayan Teri
Hatcher’in, akıl ve bilgelik dolu tek ciltlik ansiklopedisi. Esprili ve
mütevazı… Bu kitabı okumak, kendi sorunlarını çözmenin yolunu bulmuş olan seksi
ve göz alıcı kız arkadaşınızla konuşmaya benziyor…
Leslie Bennnetts,
Vanity Fair
Bakalım Yanık Tostun içinde benimde hayatımda yemiş olduğum
yanık tostlar hakkında ne gibi şeyler öğreneceğim diyerek başladım bu kitabı
okumaya.
Kitabı genel olarak sevdim.
Bir kadın kendi hayatını, hayatında ki hatalarını tüm
çıplaklığı ile paylaştığı bir kitap.
Ders verme amacı yok.
Sadece kendi yaşamını anlatıyor ve hatalarını açık açık
anlatıyor.
Anneliğini, yalnız bir kadın olmasını ve sinema sanatçısı
olması nedeniyle insanların ondan beklediği mükemmel kadın arasında yaptığı
yolculuğu…
Kitap bir Amerikalı aktris tarafından yazıldığı için bakış
açısı ve değer yargıları bizden çok farklı ama bazı şeyler o kadar benziyor ki…
Galiba annelik duygusu dünyanın her yerinde aynı.
Zaman geçirmek ve kırk yaşında ki bir kadının hayatını
analiz etmesini okumak istiyorsanız tavsiye edebilirim.
Bu arada şunuda belirtmek isterim, ben bu kitabı Kiler Kitap
İndiriminden 2 TL ye aldım.
Kitapların değerini fiyat etiketi ile kesinlikle
değerlendirmesem de, bu fiyata kesinlikle kaçırılmaması gereken bir kitap.
Kitaptan bir bölümü sizlerle paylaşarak yazımı bitiriyorum.
Sevgiler…
Kendinizi korumanın
yolunu bulmalısınız. Başkalarıyla ilgilendiğiniz kadar kendinize de özen
göstermelisiniz. Dolu dolu yaşamalısınız. Yoksa yanık tostu yersiniz. Hak
ettiğinizden daha azına razı olmanın üç kötü sonucu vardır. Birincisi,
çocuklarınıza yanlış mesaj verirsiniz. Onları yanlış eğitmiş, günün birinde
aynı sizin yaptığınız gibi kendi özel ihtiyaçları ötelemeyi öğretmiş olursunuz.
Bu böyledir, şimdi çok bencil olurlar, büyüyünce de kendilerini feda ederler.
İkincisi, kendi özgüveninizi kaybedersiniz. Sürekli kendinizi inkâr edersiniz,
kendi kendinizden hoşnut olmamasınız. Son olarak da, sürekli kendinizi feda
ederseniz, çocuklarınız sizin de rahatlama ve tatmin hakkınız olduğunu öğrenemezler.
Ve, ya onların sizinle ilgilenmeleri gereken dönemler geldiğinde, onlar sizi
ziyaret etmek yerine dijital tombala oyunlarıyla baş başa bırakırlarsa?