Hayatını şekillendiren her şey nehrin kenarında oldu…
Şimdi nehrin kıyılarından yalan, ihtiras, utanç ve cinayet
izleri var…
Adam Chase sekiz yaşındayken hiçbir çocuğun kaldıramayacağı
bir olay yaşadı. Yıllarca kurtulamadığı bu travma onu daha da tutkulu ve
mücadeleci hale getirirken yanlış anlaşılmaları da peşinden sürükledi.
İşlemediği bir cinayetten ötürü evini, yaşadığı yeri terk etmek zorunda bırakıldı.
Ortadan kaybolduğu beş yıl boyunca New Yok’un karanlık yüzü ile tanıştı. Şimdi
evine geri döndü ve nedenini kimse bilmiyor, ne ailesi ne de polis, hatta
arkasında bıraktığı düşmanları bile. Ama onun nedenleri vardı.
Arka arkaya işlenen iki yeni cinayet tüm kasaba halkını
tekrar ona karşı ayaklandırdı. Şimdi Adam yalnızca masumiyetini kanıtlamak için
değil aynı zamanda hayatını geri kazanmak için de tozlu raflardaki gerçekleri
gün ışığına çıkartmak zorunda.
John Hart, karakterlerini gerçeğe en yakın şekilde
kurgulayarak onların gizli dünyalarına iniyor. Sırlar gün ışığına çıkıyor,
bastırılmış duygular vücut buluyor. Kızın Nehrin son sayfasını çevirdikten
sonra bile uzun süre etkisinden kurtulamayacaksınız.
Kızın Nehir bir
gerilim romanının aynı zamanda ne kadar dokunaklı yazılabileceğini kanıtlıyor.
Publishers Weekly
Duyguların
derinliklerine inen olağanüstü bir roman.
Booklist
Hart, karakter
tahlillerinde bir ressam sanatındaki ustalığa sahip.
Boston Globe
Gerilim romanları benim için yeni bir tür olsa da bu
sıralardaki favori roman türü olmayı başardı benim için.
O sebeple bu romanı da büyük bir hevesle kütüphaneden aldım.
Yazarın kitaplarını daha önce hiç okumadığım için benim için
tamamıyla yeni bir kitap olacaktı Kızıl Nehir.
Öncelikle şunu söyleyeyim kitabı iki gün içinde bittirdim,
yani oldukça sürükleyici bir kitaptı.
Bunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Kitabı genel olarak sevsem de, kitabın tanıtımında yazan ile
kitap içeriği arasında bazı farklıklılar olduğunu söylemek zorundayım. Kahramanın
sekiz yaşında yaşadığı travmatik olayı, kitabın ilk elli sayfasında kadar
öğrenemiyoruz ve bu trajik olayın anlatılması oldukça yüzeysel olduğu
kaanatindeym, duygu yoğunluğu daha fazla olabilirdi bence. New York’un karanlık
yüzleri ve yaşadıkları ise hiç detaylandırılmamış. Sadece kahramanımızın orada
yaşadığını anlatıyor kitap, yaşadıklarını değil.
Kitabın ile tanıtım arasındaki farklar olmasına rağmen
kitaptaki hikâye, olay örgüsü bakımından ortalamanın üstüne olan zaman
değerlendirmek için rahatlıkla önerebileceğim bir kitaptı.
Yalnız kitap içeriği ile bir konuyu yazmasan bence yazım
eksik olur.Kitabın ana kadın karakterlerinden olan Grace ile Adam arasında
olan, özellikle Gracenin Adama karşı duyduğu aşk, özellikle cinsel çekimi ile
hikâyenin bağlandığı nokta beni rahatsız etti. Hikâyenin sonu ile
karşılaştırdığımda bu cinsellik öğesini çok gereksiz buldum. Eğer kitabı okumak
isterseniz hevesiniz kaçmasın diye detaylar hakkında yorum yapmak istemiyorum.
Benim kitap hakkındaki görüşlerim bunlar.
Peki, siz bu kitabı okumuş muydunuz?
Yorumunuzu benimle paylaşır mısınız?
Sevgiler…