29 Haziran 2016 Çarşamba

Kara Melek…

Kendini Yalnız Hisseden Bir Kadın Ne Kadar Tehlikeli Olabilir?


Linda Howard ismi artık neredeyse heyecanla eş anlamlı hale geldi.
Romantic Times
İkinc, şansların asla oladığı, entrikalarla nefes kesen bir romantik macera.
Publishers  Weekly
Linda Howard ta anlamı ile olağanüstü bir yazar.
Iris Jhansen
Romantizim ve gerilm ancak Linda Howard Sayesinde b ir araya gelebilir.
Sandra Brown
Heyecan verici, garanti ediyoruz bu kitap sizi etkisi altına alacak.
Barnes&Noble

Hafta sonu okumak için tamda aradığım türde bir kitaptı Kara Melek.  Sayfalarını nasıl çevirdiğini anlayamayacak kadar sürükleyici, içinde aşk olan ve hatta biraz macera ve okurken bir şey düşünmemi sağlayan bir kitap.

 Kitap,ana  kahramanı olan Drea’nın maceralarını anlatıyor.
Drea öncelikle bir uyuşturucu kaçakçısı Rafael ile yaşıyor, ama hayatından pek memnun değil. Bir gün gitme planları yapsa da cesaret edemiyor bir türlü. Sonra bir olay oluyor ve Simon ile tanışıyor, önce ona âşık olduğunu sanıyor sonra ondan korkup hem ondan hem Rafael’den kaçıyor.
Bu sırada ise hayatında öyle bir olay yaşıyor ki ikinci bir şans elde ediyor her şeye yeniden başlamak için. O da bu hatalarını düzeltmeye çalışıyor yanında Simon ile birlikte…

Kafanız mı karıştı, detaya girmek istemedim heyecanı kaçmasın diye ama! Eğer öykü ilginizi çektiyse kitabı okumalısınız.

Kitap hakkında ki düşüncemi özetlemem gerekirse; Eğer sizde biraz olsun kafanızı dağıtmak ve bunu da bir kitap okuyarak yapmak isterseniz kesinlikle tavsiyemdir Kara Melek.

Ufak bir not, kitapta birazda olsa cinsellik var, eğer bundan rahatsız olacaksanız bu kitabı okumanızı tavsiye etmem.
Sevgiler…


23 Haziran 2016 Perşembe

Kurtlarla Koşan Kadınlar / Vahşi Kadın Arketipine Dair Mit ve Öyküler…

Hayır, bu kitabı bir solukta okumadım…
Evet, bazı bölümleri okurken anlamakta zorlandım…
Bazen ara verdim okumaya…
Kitabın kapağını kapatıp hikâyenin içine girdim bazen…
Ama elimden hiç bırakmadım bu kitabı…
Okudum, düşündüm, notlar aldım ve hikâyede kurtlarla birlikte yürüdüm…
Bir vahşi kadın olarak…



  Edebiyat fakültesinde okurken Mitolojiye Giriş diye dersim vardı ve ben bu ders kitabını çalışmaz resmen bir kitap okur gibi okurdum. Ve mitolojiye, özellikle Türk Mitolojisine hayran kalırdım. O günden bu güne mitoloji benim özel ilgim oldu, içinde anlatılanlara birlikte. O sebeple de bu kitabı okurken o dönemde okuduğum benzer mitolojik hikâyelere ve çözümlemelere benzer bir keyifi aldım.

Unutmayın ister bir çiçeğin yarısı, ister dörtte üçü, isterse tamamı açmış olsun çiçek açıyor deriz.

Kitap, mitolojik öyküleri kadın bakış açısı ile kadınların hayatını anlamak adına yorumluyor. Ve öyle noktalara parmak basıyor ki yazarın analizlerine hayran olmamak elde değil. Kitapta on altı ana başlık altında ana hikâyeler ve bunlara paralel hikâyeler mevcut. Kadın yaşamı ile ilgili çözümlemeler ile bu hikâyeler deşifre ediliyor. Bu çözümlemelerin içinde öyle bölümler, öyle analizle var ki kitaptan alacağım notlar bayağı çok olacak benim için.



ve artık uzattığımız saçları duygularımızı saklamak için kullanmayalım.

Yalnız ufak bir not, mitolojiyle hiçbir ilginiz yok ise ve hikâyeleri yorumlama anlamlandırma hakkında pek bir şeyler bilmiyorsanız size sıkıcı ve hatta ağır gelebilir bu kitapta anlatılanlar. Çünkü kitabın dilli yoğun bir mitoloji çözümlenmesini gerekiyor. Bu bilginiz yok ise kitaptan benim kadar keyif almaya bilirsiniz.

Bence her kadının, hele ki bizim gibi gelişmiş olan ülkedeler deki her kadının Rio Abojo Rio yani nehrin altındaki nehri duyması ve beslemesi gerekir. Bunu yaparken de bu kitap kadar Türk Mitolojisiden de , Umay Ana’dan da yardım alabiliriz… Ve içindeki uçmayı bırakan atmacayı geri çağırması gerekiyor kadınların…

Harpy sendromu; yetenek ve çabaları küçümseyerek ya da son derece yerici bir içsel diyalog kullanarak tahrip etmektir.
Bir kadın bir fikir ortaya atar ve Harpy onun üstüne sıçar.
Kadın ‘’ Şey, şunu şunu yapmayı düşündüm der. ‘’
Harpy ‘’ Bu aptalca bir fikir, kimse bunlarla ilgilenmez, gülünç denecek kadar basit. Pekâlâ, sözlerimi bir kenara yaz, fikirlerin çok budalaca, insanlar sana gülerler aslıda söyleyecek bir şey yok. ‘’ der.
Harpy konuşması budur.

bu kitabıb yorumunu,  Harpy’in sesine direnen tüm yarım kadınlara armağan ediyorum.

Yazarın dediği gibi psikanalitik bir öğüt mü istiyorsunuz?
Gidin kemik toplayın…
Sevgiler…




17 Haziran 2016 Cuma

Dinle Küçük Adamdan ….

Bir kartal, tavuk yumurtaları üzerine kuluçkaya yatsa ne olur biliyor musun küçük adam?
Başlangıçta kartal, yumurtalardan kartal yavrular çıkacağını, bunların büyüyüp küçük kartallar yetiştireceğini sanır. Birde bakar ki yumurtalardan civciv çıkıyor. Çaresizlik içinde bulunan kartal, civcivlerin büyüyüp kartal olacağı umuduna sarılır bu kez.  Ama civcivler büyüp büyüp birer tavuk haline gelmektedir.

Kartal bu durumda, gıdaklayan tavuklarla civcivleri yeme itkisi duyar. Onu yemekten alıkoyan tek şey küçük bir umuttur; bu civcivlerden birinin bir gün küçük bir kartal olabileceği, büyüyüp kendisi gibi yetenekli, kendisi gibi çok çok yükseklerdeki yuvasından bakıp uzakları görebilecek, böylece yenidünyalar, yeni düşünceler ve yeni yaşama biçimleri bulunduğunu anlayıp bunları arayabilecek büyük bir kartal olabileceği umudu. Üzgün ve yalnız kartal yumurtalardan çıkan tavuk ve civcivleri yemekten alıkoyan şey yalnızca bu küçük umuttur işte.

Tavuklarla ve civcivlerle gelince, onlar bir kartalın kuluçkaya yatması sonucu dünyaya geldiklerinden habersizdirler. Nemli, karanlık vadilerde çok çok yükseklerde sarp kayaların üzerinde yaşadıklarından habersizdiler.   Tek başına kalmış kartal gibi uzaklara bakmazlar. Kartalın kendilerine getirdiği yiyecekleri tıkınıp durmaktadırlar boyuna, durmada gagalamakta ve karınlarını doyurmaktadırlar. Yağmur yağdığında ya da fırtına koptuğunda onun güçlü kanatları altından ısınmakta, korunmaktadırlar. Kartalsa kimsenin yardımı olmadan kendi gövdesini fırtınaya siper etmektedir.

Daha da kötüsü, bu tavuklar ona tuzaklar kurmakta, siperler ardına gizlenerek ona ucu sivri kaya parçaları, taşlar atmaktadırlar. Onların kendisine kötülük yaptığını anlayan kartal önce bu tavukları parçalama istediği duyuyor. Ama düşünür, onlara acımaya başlar. Belki, diye umar, gün gelir, bu yalnız önünü gören ve gıdaklamaktan, yalanıp yutmaktan başka bir şey bilmeyen tavuklar arasından kartal gibi olma yetisine sahip bir yaratık çıkar.

Yalnız kartal, bugün bile umudunu yitirmiş değildir. Bu yüzden kuluçkaya yatmayı, civcivler çıkarmayı sürdürmektedir.


15 Haziran 2016 Çarşamba

İrrasyonel….




Sizce tekerleme okuyarak kilo vermek mümkün mü?
Hangisini tercih edersiniz: Yüksek bir maaş mı yoksa iş arkadaşlarınızınkinden yüksek herhangi bir maaş mı?
Mavi gözlü annenin kızının mavi gözlü olması mı, yoksa mavi gözlü kızın annesinin mavi gözlü olması mı daha muhtemel?
Dönme dolaba binmek mi yoksa bisiklet sürmek mi daha tehlikeli?
Bir psikoloji deneyi içini birine öldürücü şoklar vermeyi kabul eder misiniz?

Kitabı isminden dolayı tetikte değilseniz, bu sorulara verdiğiniz yanıtların bazıları muhtemelen irrasyonel. Dahası, tüm soruları yanıtladıysanız kesinlikle irrasyonelsiniz, çünkü kimisinde yanıt vermeye yetecek kadar bilgi yok. Mutlaka yargıya vara ihtiyacı ise irrasyonelliğin sık rastlanılan sebeplerinden biri.

Stuart Sutherland’in İngiltere’de kült haline gelmiş ve yılardır çok satanlar listesinde bulunan kitabı İrrasyonel, pek çok psikolojik deneyinden ve gündelik yaşamdan çoğu zaman sizi şaşkınlığa sürükleyecek örnekler sunarak, irrasyonelliğin yaygınlığını ve olağanlığını gözler önüne seriyor. Ünlü Milgram deneyinden Genovese Sendromuna, Pearl Harbor bombardımanından şampuan reklamına kadar pek çok farklı olguyu inceleyerek, ‘’ içimizdeki düşmanın ‘’ nelere yol açabileceğini gösteriyor.

Bu kitabı okurken ‘’ Biri bunu bana çok önce anlatılmalıydı ‘’ diyeceksiniz.

Kesinlikle büyüleyici.
Oliver Sacks

Bu kitabı almalısınız, her evde bir tane bulunulmalı. Dahası uygarlığımızın gelişimi adına otel odalarının başucu çekmecelerine bu kitabı koymalılar.
The Guardian

İnanılmaz sürükleyici ve fevkalade iyi yazılmış.
Richard Dawkins

… kitabı neredeyse bir solukta okudum ve kendi kendime de ‘ neden bunu satın alır almaz okumadım ’  diye kızdım.
İsmet Berkan, Radikal

Baştan sona canlı, eğlenceli ve etkiliyeci.
British Journal of Psychiatry


Psikoloji romanlarını okumayı sevdiğimi artık biliyorsunuz.  Bu kitapta bu doğrultuda okuduğum ve oldukça keyif aldığım bir durak oldu. Kitap tanıtımında sorulan sorular ilgimi de çekti, tanıtımda yazanlarda merak uyandırıcıydı. Sonuç olarak, kütüphaneden bu kitap elimde evime doğru yol aldım. Ve akşamına kitap elimde, gözümden uyku akarken zar zor okumayı arım bırakıp yatmaya gidebildim.

İlk önce şunu söyleyeyim, kitap tanıtımında sorulan tüm soruların cevabı kitap içinde mevcut.
Özellikle; Hangisini tercih edersiniz: Yüksek bir maaş mı yoksa iş arkadaşlarınızınkinden yüksek herhangi bir maaş mı? Sorusunun cevabı beni çok şaşırttı. Kitabı okursanız eğer sizde bu cevaba şaşırır mısınız, merak ediyorum doğrusu.

Hadi kitabı biraz anlatayım artık;
Kitap 23 bölümden oluşuyor. İnsanların yaptığı en önemli irrasyonellilerini konularını içeren. 
Çok keyifle okunan bölümler bular.
Yazar psikolojik kavramları çok yoğun kullanmamış, kullandıklarını ise bu bilim dalından kişilerin rahat okuması açısından oldukça yalın bir şekilde açıklayarak kullanmış. O sebeple kitabı çok rahat bir şekilde okudum. Bilmediğim, anlamadığım kavramlar yoktu.
Hatta yazar istatistikîn önemini ve daha rasyonel kararlar almak için bu bilimi kullanmamız gerektiğini vurgulayıp, açıklamalar yaparken istatistiğe ait kavramlar içinde aynı açıklama yöntemini kullanmış.
Sanırsam kitabın bu kadar çok okunmasının nedeni de bu. Kavramları bilmeseniz de, hem yalın bir dille kavramı anlatıp örneklendiriyor kitap. O sebeple de daha çok okuyucuyu, bilim dışından olanları da kapsayabiliyor.
İnsanların irrasyonelliklerin okudukça sizde şaşıracak, hatta bazen bu irrasyonel insanların içinde olduğunuzu fark edip utanacaksınız belki de.

Kitapta okumaktan en çok zevk alığım, hatta beni zaman zaman kahkaha attıran kısım ise her bölüm sonunda yer alan Kıssadan Hisse bölümü. Konuyu özetlerden öyle komik ifadeler ile yazar özetlemiş ki, insanın yüzünün gülmemesi imkânsız bence.

Kısaca özetlemek gerekirse ben kitabı çok sevdim ve çok şeyde öğrendim. Dilinin de oldukça yalın olması nedeni ile sizlere de rahatça tavsiye edebilirim.

Olumsuz bir görüş söylemem gerekirse kitap hakkında; Kitapta verilen bazı istatistikî kavram ve yorumlar beni zaman zaman sıktı, okulda en sevdiğim derslerden değildi istatistik, ama bu tamamı ile benim ile istatistik arasında ki bir mevzu. Sizi sıkmayabilir belki…

Kitap hakkında düşüncelerimi paylaşmayı bitirmeden önce şunu da söylemek isterim: yazar esas irrasyonelliği görmek istiyorsa ülkemize gelmeliydi.  Hatta kitabın ismi bile irrasyonelden çok daha fazla bir tanımlamayı hak ederdi sanırı. Yazar vefat ettiği için bu mümkün değil ne yazık… Yazarın toprağı bol oldun diyerek bugünlük benden bu kadar…

Sevgiler…

Ufak bir not yazarın kendi manik depresif bozukluğunu anlattığı ve dilin de oldukça samimi olduğu söylenen  Breakdown okuma listeme alındı bile.