23 Ekim 2015 Cuma

Kızıl Nehir…



Hayatını şekillendiren her şey nehrin kenarında oldu…
Şimdi nehrin kıyılarından yalan, ihtiras, utanç ve cinayet izleri var…
Adam Chase sekiz yaşındayken hiçbir çocuğun kaldıramayacağı bir olay yaşadı. Yıllarca kurtulamadığı bu travma onu daha da tutkulu ve mücadeleci hale getirirken yanlış anlaşılmaları da peşinden sürükledi. İşlemediği bir cinayetten ötürü evini, yaşadığı yeri terk etmek zorunda bırakıldı. Ortadan kaybolduğu beş yıl boyunca New Yok’un karanlık yüzü ile tanıştı. Şimdi evine geri döndü ve nedenini kimse bilmiyor, ne ailesi ne de polis, hatta arkasında bıraktığı düşmanları bile. Ama onun nedenleri vardı.

Arka arkaya işlenen iki yeni cinayet tüm kasaba halkını tekrar ona karşı ayaklandırdı. Şimdi Adam yalnızca masumiyetini kanıtlamak için değil aynı zamanda hayatını geri kazanmak için de tozlu raflardaki gerçekleri gün ışığına çıkartmak zorunda.
John Hart, karakterlerini gerçeğe en yakın şekilde kurgulayarak onların gizli dünyalarına iniyor. Sırlar gün ışığına çıkıyor, bastırılmış duygular vücut buluyor. Kızın Nehrin son sayfasını çevirdikten sonra bile uzun süre etkisinden kurtulamayacaksınız.

Kızın Nehir bir gerilim romanının aynı zamanda ne kadar dokunaklı yazılabileceğini kanıtlıyor.
Publishers Weekly

Duyguların derinliklerine inen olağanüstü bir roman.
Booklist

Hart, karakter tahlillerinde bir ressam sanatındaki ustalığa sahip.
Boston Globe

Gerilim romanları benim için yeni bir tür olsa da bu sıralardaki favori roman türü olmayı başardı benim için.
O sebeple bu romanı da büyük bir hevesle kütüphaneden aldım.
Yazarın kitaplarını daha önce hiç okumadığım için benim için tamamıyla yeni bir kitap olacaktı Kızıl Nehir.

Öncelikle şunu söyleyeyim kitabı iki gün içinde bittirdim, yani oldukça sürükleyici bir kitaptı.
Bunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Kitabı genel olarak sevsem de, kitabın tanıtımında yazan ile kitap içeriği arasında bazı farklıklılar olduğunu söylemek zorundayım. Kahramanın sekiz yaşında yaşadığı travmatik olayı, kitabın ilk elli sayfasında kadar öğrenemiyoruz ve bu trajik olayın anlatılması oldukça yüzeysel olduğu kaanatindeym, duygu yoğunluğu daha fazla olabilirdi bence. New York’un karanlık yüzleri ve yaşadıkları ise hiç detaylandırılmamış. Sadece kahramanımızın orada yaşadığını anlatıyor kitap, yaşadıklarını değil.

Kitabın ile tanıtım arasındaki farklar olmasına rağmen kitaptaki hikâye, olay örgüsü bakımından ortalamanın üstüne olan zaman değerlendirmek için rahatlıkla önerebileceğim bir kitaptı.
Yalnız kitap içeriği ile bir konuyu yazmasan bence yazım eksik olur.Kitabın ana kadın karakterlerinden olan Grace ile Adam arasında olan, özellikle Gracenin Adama karşı duyduğu aşk, özellikle cinsel çekimi ile hikâyenin bağlandığı nokta beni rahatsız etti. Hikâyenin sonu ile karşılaştırdığımda bu cinsellik öğesini çok gereksiz buldum. Eğer kitabı okumak isterseniz hevesiniz kaçmasın diye detaylar hakkında yorum yapmak istemiyorum.

Benim kitap hakkındaki görüşlerim bunlar.
Peki, siz bu kitabı okumuş muydunuz?
Yorumunuzu benimle paylaşır mısınız?
Sevgiler…



19 Ekim 2015 Pazartesi

Charlotte Bronte’nin Gizli Maceraları; Aşk Peşinde…


Yayıncısı tarafından sözleşmesine uymamakla suçlanan Charlotte Bronte, kız kardeşi Anne’i de alarak bu yanlış anlaşmayı düzletmek üzere Londra’ya doğru yola çıkar. Yaşadıkları maceralar ve Charlotte’un tanıklık ettiği cinayet sonrasında bütün Brönte ailesi kendilerini tehlikenin içinde bulur. Dünya’nın temellerini kökünden sarsmak isteyen gözü dönmüş bir katilin peşinde düşen Chartlotte, bu yolculuğu sırasında bir aşka da yelken açar.
Ve bu sırada hayatı baştan sona değişir.

Dönemin katı ahlak anlayışının gölgesindeki gönül ilişkilerini, zengin iç dünyasıyla kaleme alan Charlotte Bronte’yee her zaman hayalini kurduğu o macera dolu yaşamı bu romanla tatırmak istedim.Kitabım, aşkın ve tutkunun bu ölümsüz yazarına yürekten övgülerimi yansıtan bir hediyemdir.
Laura J. Rowland

Macera dolu hayatıyla sevdiği insanın peşinde tehlikeden tehlikeye savrulan Cahrlotte, tam manasıyla zamanımızın kahramanı… Aşkı için kıyasıya bir mücadele veren Charlotte, tüm romantik karakterlere ilham kaynağı olacak.
New Oreans Times

Kitap okumak için hafta sonu gibi bir zamanı seçtiğimde, okuduğum kitabın basit bir anlatımı olması, sürükleyici bir hava içinde yazılmış olup beni haftanın yorgunluğundan, özellikle de zihinsel yorgunluğumdan uzaklaştırmasını isterim. Hatta bir bayan olarak da içinde biraz aşk olursa da fena olmaz derim. Romantizm mi hiç olmazsa itaplarda yaşayalım değil mi?

İşte tüm bunların birleşimiydi benim kütüphaneden hafta sonu okumak için seçtiğim bu kitap.
İlk öncelikle kitap hakkında söylemek istediğim; Kitap başlığı Aşk Peşinde olsa da kitapta yoğun bir aşk yok, sadece arka planda olan ve çoğunlukla kadın kahramanın platonik olarak yaşadığı bir aşk var. Ama hikâyenin ana konusu bu değil. Daha ziyade bir cinayet peşinde geçen bir macera romanı olduğunu özellikle belirtmeliyim.

Hikâye benim gözümde üç ayrı bölümden oluşuyor, kahramanın yayıncısı ile tanışması için Londra’ya gitmesi ve yayıncısı ile yaşadıkları ve bu sırada tanık olduğu cinayetin olduğu ilk kısım, cinayet işlenmesi ve bunun getirdiği olaylar olduğu bölüm ve nihayetinde cinayeti işleyenin bulunduğu, bu kişinin yakalanması ile ilgili bölüm. Buradaki sorun bu üç bölümün birbiri ile alakası olamaması yani hikâyede devam sorunu vardı benim gözümde.

Charlotte Bronte’nin ailesi hakkındaki arka plandaki hikayelere ise pek fazla önem verilmemiş, özellikle Emily’nin hikayesi bence çok daha güzel ve etkili bir şekilde anlatılabilirdi.
Kitabın dili hakkında fikrimi söylemek gerekirse oldukça akıcıydı okunurken sıkıldığımı söyleyemem. Ama hikâyenin konusu beni tatmin etmedi. Sonuç olarak benim için vasat diyebileceğim bu kitap tavsiye ediyorum diyemeyeceğim.
Sevgiler…


4 Ekim 2015 Pazar

Küçük Siyah Elbise …

 Küçük Siyah Elbise, Susan Mc Bridge, Eksik Parça Yayınları

Kitap Tanıtımı:
Bu küçük siyah elbiseyle ilgili bu kadar büyüleyici olan şey nedir?
Annemin apar topar hastaneye kaldırılmasından önce üzerine bu elbiseyi giymesinin bir sebebi olmalı. Hele ki, şimdi Blue Hills’e dönmüş ve teyzemle ilgili annemin yıllardır benden sakladığı şeyleri öğrenmişken, bu işin peşi kolay kolay bırakmam.
Yıllar önce iki kız kardeşin arasını açan, insanlara hiç ummadıkları anlarda yepyeni yollar sunan ve ailemizin kadınlarını gaip bir kederle birbirine bağlayan şey bu siyah elbise olabilir mi?
Gerçekleri öğrenmem için önce onu giymem gerek…
‘’ Minik siyah bir elbisesi olmayan kadının geleceği de yoktur. ‘’
Coco Chanel

Büyülü bir dünyaya hoş ve  eğlenceli bir yolculuk…
New York Times Bestseller yazarı Sarah Addison Allen
Sırlar, kopmayan aile bağları ve büyülü bir siyah minik elbise hakkında yazılmış sürprizlerle dolu bu kitaba bayıldım. En sevdiğim kitaplardan biri.
Melissa Senate
Usta kalemi ve duyarlığı yüreğiyle, Susan McBride büyülü bir öykü anlatıyor. Acısıyla, tatlısıyla, bütün geçmiş bugüne yansıtıyor. Gizem ve aşk dolu bir öykü. Küçük Siyah Elbise, sizi büyülü bir harika dünyasına götürecek. Zevkle okuyacaksınız.
Uluslarası bestseller yazarı M.J. Rose
Küçük Siyah Elbise, büyü ve umutla dolu pırıl pırıl bir öykü. Anneler, kızları ve kardeşler arasındaki benzersiz bağ hakkında yazılmış bu hassas, dokunaklı, etkileyici, destansı öyküyü çok beğendim.
Ellen Mesiter




Benim Yorumum:
Kitabı Kiler Market % 50 kitap indirim kampanyasında aldım. Hafta sonu okuması için…
Konusu bana ilginç geldi hoş bir romantik kitap olacağını düşündüm açıkçası. Yanıldığımı anlamak için ilk 10 sayfası yetti maalesef.
Kitaptaki hikâyeden biraz bahsetmek gerekirse; kitap iki zamanda ilerliyor. Bir şimdiki zamanda birde hikâyenin kahramanı olan Toni’inin annesinin zamanında. Kitapta hikâye paralel bir şekilde bir bu zamanda takip eden kısımda ise geçmiş zamanın öyküsü anlatılacak şekilde kurgulanmış.

Kitabın kurgusunu hiç sevmedim. Özellikle şimdiki zamanda geçen kısımda hikâyede boşluklar vardı. Geçmiş zamanın hikâyesi nispeten daha iyiydi olsa da kitabı kurtarmaya yetmemiş bence. Ki geçmiş zamanda da şimdiki zamanın hikâyesi kadar olmasa da boşluklar vardı. Kitabın son sayfalarına doğru yaklaştıkça hikâye nasıl bağlandı, ne oldu anlamadan kitap bitmiş olduğunu gördüm. Bana geride hikâyeden hiçbir tat vermeden. Gereksiz konular uzun uzun anlatılırken hikâyeye hız verecek konular atlanarak hikâye bitmişti benim kanaatime göre.
Ve burada atlamak istemediğim bir konuda ise kitabın çevirisi; oldukça kötüydü. Cümleler bir ilkokul çocuğunu kelime haznesi ile çevrilmişti. Kitabın sevmemem deki bir unsurda buydu.
Eğer bu yazıyı sizlerle paylaşma niyetinde olmasam kesinlikle okumayı yarıda bırakacağım bir kitaptı maalesef benim için. Bir kitap hakkında olumsuz yorum yazmak beni her ne kadar üzse de kitap hakkında ki düşüncem bu. Bugün böyle bir paylaşım oldu ama…
Sevgiler…