epsilon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
epsilon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Mayıs 2016 Çarşamba

Ben Sana Tutsak…

 
İskoçyalılar aşkları için savaşır; vatanları için ölürler.

Yatağındaki Düşmandan…
Leydi Amelia Sutherland, Duncan MacLean gibi bir adama boyun eğmektense ölmeyi tercih ederdi. Ancak acımasız İskoçyalı savaşçı yatağının yanıda dikilirken seçim şansı yoktu pek. Alev alev yanan gözleri, gelişmiş kasları ve parlayan savaş baltası ile Duncan, azılı düşmanı Richard Benett’i öldürmeye gelmişti fakat onun yerine nişanlısı, güzel ve masum Amelia’yla karşılaşınca onu kaçırmaya karar verecekti.

Kollarındaki Aşığa…
Duncan, sevdiği kadını öldüren Bennett’tan gelinini çalarak istediği kusursuz intikamı alabileceğini düşünüyordu.  Ancak Leydi Amelia bu intikam planında bir piyondan fazlası olduğunu ispatlayacak: cesareti ve güzelliği ile,  Duncan’ın ruhunda kimsenin ulaşamadığı bir yere dokunacaktı. Amelia da onu tutsak eden İskoçyalı’ya buyun eğip aşık olduğundaysa ise gerçek savaş başlayacaktı.

Size bir sır vereyim mi, İskoç Tarihi ile iç içe geçmiş aşk romanlarına bayılırım.
Benim kafamı dağıtmamdaki ilke tercih kitaplarımdır bu tarz kitaplar.
Kitap hakkında yazacak çok bir  şeyim yok. Bir aşk romanı tanıtımından da anlayacağınız gibi.
Çok fazla bir şey beklenmeyecek, sadece zamanın hoşça geçirmemizi sağlayacak kitaplardan biri idi.
Daha ziyade bayan okuyucuya, romantik bayan okuyucuya hitap eden bu romanı ben sevdim.
İçinde bazı mantık hataları, anlatımda ki bazı tek düzeliklere  rağmen.

Sevmediğim tek şey ise kitaplardaki erkekler nerde bulabileceğimizi söylemesi.
Bilen varsa yorum bıraksın?

Şaka bir yana, bu kitabı okuyarak, kafamı biraz dağıtmama vesile olan sevgili Okuma Günlüğüm Bloguna çok teşekkür ederek yazımı bitiriyorum.

Hayatınızda aşkın hiç eksik olmaması dileği ile,

Sevgiler…

25 Kasım 2015 Çarşamba

Mükemmel Koca ...

 
Blogumu yeni açtığım için sadece bir kitabını sizlerle paylaşsam da Lisa Gardner’in kitaplarını çok severim.
İşte bu sebeple kütüphanede hafta sonu okumak için kitap baktığımda Lisa Gardner’in okumadığım bir kitabını göründe hafta sonu kitap seçimim belli oldu.
Kütüphaneden seçmiş olduğum diğer kitabı bitirip, hatta yorumumu bile sizlerle paylaştığıma göre diğer kitaba başlayabilirim artık.

Hayallerinizin Erkeği Bir Katilin Ruhunu Taşıyor Olsaydı Ne Yapardınız?

Jim Beckett hayallerinin erkeğidir… Fakat Tess bu havalı polisle evlenip çocuğunu doğurdukta iki yıl sonra, kocasının on kadını vahşice öldürmek suçuyla parmaklıkların arkasına gönderilmesine yardımcı olur. Yüksek güvenlikli bir hapishanede tutulmasına rağmen Beckett ona bunu ödeteceğine yemin eder. En sonunda da hapishaneden kaçar ve tüm oyunların en zoru başlar…
Korkuyla geçen bir hayatın ardından Tess daha önce hiç yapmadığı bir şey yapmaya karar verir. Psikolojik olarak harap durumda olan bir deniz piyadesi yardımıyla, kızını korumayı ve kendini savunmayı öğrenecektir. Beckett’i yakalamak için dört eyaletin o zamana kadar tanık olduğu insan avı başlamışken, karı koca arasındaki tüyler ürperten buluşma için zaman daralmaktadır. Tess bu sefer öldürmekle öldürülmek arasında seçim yapması gerektiğini çok iyi bilmektedir.

‘’ Unutulmaz derecede kötü bir adam ve merak uyandıran bir düğüm, Mükemmel Koca’yı heyecanlı bir kitap haline getiriyor!’’
Tess Gerritsen

‘’ Tami Hoag, Karen Robards, Elizabeth Powell ve Nora Roberts’in eserlerine müthiş bir ilave.’’
Publishers Weekly

Kitap tanıtımın yazısında sizlerle paylaştığım gibi Lisa Gardner’in kitaplarını çok severim.
Ve bugüne kadar okuduğum her kitabını da çok beğenmiştim.
Ama bu kitap için maalesef çok sevdim, çok heyecanlıydı, olay örgüsü müthişti gibi şeyler söyleyemeyeceğim.
Hafta sonu için seçtiğim bu kitap kısaca benim için tam bir hayal kırıklığı oldu.
Nerden başlasam bilmiyorum ama ilk önce öykünün genel akışı benim için fazla yüzeysel geldi.
Kitabın kadın kahramanı olan Tess’in evliliği ve evliliğinde yaşadıkları detaylı ve heyecanlı olarak anlatılmadı.

Yani olayların başlangıç noktası olan yer hakkında yeterli bir fikir oluşmadı bende.
Tess’in kocasından kurtulmak için aldığı eğitimin anlatılması da yüzeyseldi, burada eğitmen ile aralarındaki yakınlaşma ön plandaydı.

Kitaptaki cinselliği de gereksiz ve fazla buldum.

Kitapta bence en önemli yan hikâye olabilecek olan Marion’un hikâyesinin de hakkı verilmemişti.
Kitap sonlarında doğru katil olan Tess’in eski kocası bütün polisleri ve eski bir asker olan J.T. yi alt ederken, kitapta minyon olarak anlatılan Tess’e yenilmesi de ayrı bir ironiydi.
Polis teşkilatının da zafiyeti, içeriden bilgi alınması ve polis merkezinin içine ceset saklanması vb. çok abartı ve inandırıcı olmaktan uzaktı.

Kısaca bu kitabı hiç mi hiç sevmedim.

Ve naçizane eğer Lisa Gardner’in kitaplarını okumak istiyorsanız bu kitap ile başlamanızı kesinlikle önermem. Çünkü bundan sonra diğer kitapları okumaz ve o kitaplardaki heyecanı tadamazsınız.