Bu çağdaş aşk ve arkadaşlık hikâyesinde Jodi Picoult her anne babanın en derinlerde gizlenen korkusunu ele alıyor; Çocuklarımızı gerçekten tanıyor muyuz?
Çok yakın dost olan iki aile birlikte büyüyen çocukları Chris ve Emily ergenliğe adım atarken herkesin beklediği gibi birbirlerine âşık olurlar. Sevgileri aşktan bile daha yoğundur; onlar doğdukları günden beri birbirinin ruh eşi olmuş iki gençtir.
Ancak gece yarısı hastanenin acil servisinden gelen bir telefon iki ailenin yaşamını alt üst edecektir. Emily, başından aldığı kurşun yarası ile ölmüştür, silah Chris’in babasına aittir ve içinde bir kurşun daha vardır. Chris polise bunun bir ‘’ intihar anlaşması ‘’ olduğunu söyler: ikinici kurşun kendisi içindir. Ancak soruşturmayı yürüten dedektif durumdan şüphelenir ve Chris cinayet suçlamasıyla tutuklanır.
Çok etkileyici… Picoult, karakterlerinin karmaşık duygularını ve korkularının paylaşmamızın sağlamak çok başarılı, çok yetenekli bir yazar… Anlaşma mutlaka okunmalı…
People
Jodi Picoult2nun bu romanını elden bırakmak gerçekten zor. Çok zekice, çok sürükleyici…
Detroit Free Press
Anlaşma çok parlak, orijinal bir roman… Jodi Picoult gerçekten çok hoş kaleme almış, çağdaş Amerika’dan çarpıçı bir tablo sunuyor.
Anne Rivers Siddon
Kitabı almadan önce internetten bir öne araştırma yaptığımda, oldukça olumlu yazılarla karşılaştım. Yapılan yorumlarda kitabın oldukça sürükleyici olduğu bir çırpıda okunduğu yazıyordu ağırlıkla. Bende bu yorumlara bir ek yapma için bu yazıyı yazıyorum şimdi.
Evet, bence de kitabın yazım dilli oldukça akıcı, okurken sıkılmadım. Ama ben kitabı sevmedim. Kitabın dilli akıcı ama olay kurgusu bakımından zayıf bence.
Ailelerin yaşadıkları, içte yaşanan psikolojik gerilimler bence yeteri kadar yansıtılamamış. Chrisin kız kardeşi bir görünüp bir kayboluyor. Ailelerin cinsel hayatları da pek fazla olmasa da, yazıldığı yererde bile bence gerekli bir ayrıntı değildi. Emily’i intihara götüren süreç, uğradığı cinsel tacizin ruhundaki etkilerinin da yazımı beni pek etkilemedi. Yani ola kurgusunu oldukça zayıf buldum.
Tüm bunlar bir yana beni kitapta en çok rahatsız eden kitaptaki yoğun intihar imajı oldu. İntiharın, psikolijik problemleri olan kişilerde oldukça özendirici olabileceği bir şey olduğundan kitaptaki bu yoğunluk beni çok rahatsız etti.
Yazımı bittirirken şunu da söylemek istiyorum; kitabın sonunda ki mahkeme sonucu bana hiç inandırıcı gelmedi.
Yani kitabı sevmedim ben, ama aranızda bu kitabı okuyup beğenmiş olanda olabilir. Kitabı okumuş olan arkadaşlarım kitap hakkında ki görüşlerinizi benimle paylaşır mısınız?
Sevgiler…
sanırım yazar, benzer kitaplar yazıyor. ben de Yapboz adlı kitabını okumuştum. Orda da çocuğunun birdenbire konuşmamaya başlamasının izini sürüyordu ana karakter, orda da böyle mahkeme sahneleri vardı. Ama o kitabı çok sevmiştim ben, okuduğumda savcı olcam diye dolanıyordum etrafta :D belki okumadıysan bir de ona şans verebilirsin^^
YanıtlaSilUzun zaman sonra belki ...
Sil