Gençlik yıllarımda, babam bana asla unutamayacağım bir şey
söylemişti: ‘’ Oğlum, doğduğunda bütün dünya sevinirken sen ağlıyordun. Öyle
bir yaşam sür k, öldüğünde sen sevinirken bütün dünya ağlasın.’’ Hayatın
anlamını unuttuğumuz bir çağda yaşıyoruz. Bir insan kolaylıkla Ay’a
gönderebiliyoruz, ancak karı dairemizde yeni taşınan komşumuzu ziyaret ermekte
güçlük çekiyoruz.
George Bernard Shaw’a ölüm döşeğinde, ‘’ Hayatınızı yeni
baştan yaşama fırsatınız olsaydı, ne yapardınız?’’ diye sorulmuş. Shaw biraz
düşünmüş ve sonra derin bir iç çekişle, ‘’ Olabileceğim, ama asla olmadığım
kişi olmak isterdim,’’ demiş. Aynı şeyin sizinde başınıza gelmemesi için bu kitabı
yazdım.
O halde siz bu kitaba başlarken, size soruyorum:
Siz öldüğünüzde ardınızdan kim ağlayacak?
Bu gezegenden gitme ayrıcalığına ulaştınız zaman kaç yaşamı
etkileyeceksiniz?
Sizi takip eden nesiller üzerinde nasıl bir etki
bırakacaksınız?
Son nefesinizi vermeden önce arkanızda bıraktığınız imza ne
olacak?
Bu kitabın yazarını belki çoğunuz biliyorsunuzdur, Ferrari’sini Satan Bilge kitabının
yazarı. Ben adı geçe kitabı okumadığım için yazar ile ilk tanıştığım kitap oldu
bu.
Kişisel gelişim kitapları da benim için yeni tanıştığım bir
tür olmasına karşın, okumaktan keyif aldığım ve benim hayatı algılamamda zaman
zaman yeni kapılar açan bir tür oldu. Eğer bir de rahat okunan bir kitap ise
hafta sonu, dinlenmek üzere koltuğumda oturduğumda okumaktan oldukça keyif
aldığım bu tür kitaplarda, bu hafta sonu okumak için seçtiğim bu kitabı bir
solukta bittirdim.
Dilli oldukça sade ve akıcı bir dille yazılmış olan bu
kitabı genel olarak değerlendirmem gerekirse; sevdim. Tavsiye eder miyim, evet!
Kitap önsöz hariç olmak üzere 101 bölümden oluşuyor. Yaşadığımız hayatı düzenlemek ve daha iyi bir
hayat yaşamak için yazarın bize önerdiği 101 yollu bize anlatan bu bölümlerde
benim de oldukça dikkatimi çeken, artık bende böyle yapmaya başlamalıyım
dediğim bölümler oldu. Eğer sizde bir gün bu kitabı okursanız, sizinde
faydalanacağını düşündüğüm şeyler içeren bölümler olacağından da eminim.
Mesela; 78 madde olan Başladığınız Her Kitabı Bittirmeyin.
Ben başladığım her kitabı bittirmeye çalışırım, sevmesem,
sayfalarını zor çevirsem bile bittirmek için sanki kafama bir silah
dayanmışçasına inat ederim.
Ben satın aldığım her
kitabı baştan sona okumam gerektiğinin suçluluk hissini yaşardım. Kısa süre
sonra okunacak kitaplarımın kontrolüm dışında yığıldığını ancak okumaktan
gitgide daha az zevk aldığımı fark ettim. Bitireceğim kitaplar konusunda daha
seçici olmaya başladıktan sonra, sadece okumakla kalmadım, her birinden çok
daha fazla şey öğrendim.
Eğer bir kitabın ilk
üç bölümünü okuduktan sonra, kayda değer hiçbir bilgi edinmediğinizi
düşünüyorsanız ya da kitap ilginizi çekmeyi başaramadıysa, kendinize bir iyilik
yapın. Kitabı bir kenara koyun ve ( kitaplarınızın içinden başka bir tane
seçerek ) zamanınızı daha iyi değerlendirin.
İşte bende bunu artık 2016’da okumak üzere alacağım kitaplarda
uygulayacağım. Bir kitabı bitirmek için kendimle savaşmak yerine, zamanımı
keyif alacağım kitaplar için harcayacağım. İşte bunun gibi yeni karlar, yeni
bakış açıları oluşturmamda farklı bir bakış açısı getiren bu kitabı sizlere de
öneririm.
Beni kitaptan yararlandığım bir nokta daha var ki, onu
belirmeden yazımı bittirmek istemiyorum: Yazarın okunması için tavsiye ettiği
kitaplar. Hepsini okuma liste ekledim. Okudukça da sizlerle paylaşacağım.
Eğer daha bu kitabı okumuşsanız ise de benimle kitap hakkında
görüşlerinizi paylaşır mısınız?
Sevgiler…
Yaşamın trajedisi ölüm
değil, yaşarken içinizde ölmesine izin verdiklerinizdir.
Norman Cousins