Bir Latin
Amerika ülkesinde, başkan yardımcısının evinde, Japonya’nın ‘’ elektronik devi ‘’ Bay Hosokawa onuruna
görkemli bir doğum günü partisi verilir. Amaç güçlü iş adamının ülkeye yatırım
yapmasını sağlamaktır. Ünlü soprano Roxanne Coss, dünyanın dört bir yanından
gelmiş seçkin konukları sesiyle büyüler. Kusursuz bir gecedir. Her şey yolunda
gitmektedir. Ta ki, gerillalar partiye katılanların tümünü rehin alana kadar.
Ama herkesi korkuya düşüren bu beklenmedik olay giderek bambaşka bir havaya
bürünecek; rehinlerle gerillalar arasında umulmadık bağlar kurulacak; apayrı
kıtalardan insanlar arasında yakınlıklar oluşacak; dostluklar, tutkular ve aşk
beklentileri, engellenmesi olanaksız gerçek tehlikeyi bile unutturacaktır
insanlara.
Ann
Patchett’in trajikomik romanı Bel Canto, Puccini’den aryalar arasında ve
silahların gölgesinde, insanoğlunun şiddet ve yıkılıcılığa yatkınlığı ile
güzellik ve aşka duyduğu karşı konulmaz eğilimi yan yana getiren, ürkütücü,
büyüleyici bir yapıt.
Nasıl tanıtım
oldukça ilgi çekici değil mi? Bende kitabı okumaya neden olduğu kesin.
İlk başlarda
yani ilk 50 sayfaya kadarda soluk soluğa olmasa da kitabı okuyabildim. Ama
rehin alınma süreci, rehineler ile gerillalar arasındaki ilişki bana hiç
inandırıcı gelmedi bu süreçte. Okudukça da kitaptan sıkılmaya başladım. Ve
kitabı okumaya ara verdim. Ve bir daha okumaya devam etmek hiç içimden gelmedi
daha sonra, kütüphaneye teslim etme süremde dolmaya başlayınca, kitaba devam
etmemeye ve geri vermeye karar verdim.
Kitabı bitirmesem de okuduğum ilk bölümleri hakkında kısa bir yorumda bulunmam
gerekirse; kitabın dili çok akıcı değil. Ama benim için esas sorun öyküdeki
inandırıcılık oldu. Anlatılan hikâye bana hiç ama hiç inandırıcı gelmedi.
Özellikle gerillalar ile rehin alınanların ilişkileri, rehin alınmışken piyan
çalınıp şarkı söylenmesi.
Bu sebeple de
kitap bana bir sonraki sayfada ne olacak hissi vermediği için 2016 yarım
bırakılan kitaplar listeme dâhil oldu.
Kitap
hakkında yorumları okuduğumda oldukça güzel yorumları görmem ve okumama rağmen,
ben bu kitabı pek sevmedim, maalesef…
Peki, siz bu
kitabı okudunuz mu?
Yorumlarınızı
benimle paylaşır mısınız?
Sevgiler…