23 Kasım 2015 Pazartesi

Ustanın Elinin Dokunuşu…

Mezatçı, hırpalanmış ve çizilmiş olan eski keman için harcayacağı zamana pek değmeyeceğini düşünüyor; yinede onu izleyenlere gösterirken gülümsüyordu.
‘’ Bu ne eder,  arkadaşlar? ’’ diye bağırdı. ‘’ Açık artırmayı kim başlayacak. ‘’ ‘’ Bir dolar, bir dolar ‘’ ardından iki dolar. ‘’ Sadece iki dolar mı? ‘’ ‘’ İki dolar, iki dolar… Kim üçe çıkaracak? ‘’’’ Yok mu artıran? Evet, iç dolar, üç dolar, üç dolara satıyorum… ‘’ Ama olamaz, en arka sıradan, kır saçlı bir adam öne geldi, eski kemanı aldı, üzerindeki tozu sildi, gevşek yaylarını gererek akort etti ve bir meleğin Noel ilahisi söylemesini andıracak kusursuzlukta hoş bir melodi çaldı. Müzik sona erdi ve mezatçı alçak bir sesle, ‘’ Keman için ne kadar veriyorsunuz? ‘’ dedi. Sonra onu çoşkuyla havaya kaldırdı. ‘’ Bin dolar. Peki, kim iki bin diyecek? İki bin… Evet, üç bin… Satıyorum, satıyorum, sattım! ‘’ İnsanlar coşkuyla alkışlıyorlardı. Ama bazıları ağlıyordu: ‘’ Ne oldu da değeri değişti, anlamadık! ‘’ Hemen yanıt geldi: ‘’ Bir ustanın eli değdi! ‘’
Dünyada uyumsuz, hırpalanmış ve yaralanmış bir yaşam süren birçok kişi, tıpkı bu keman gibi, düşüncesiz bir kalabalığa ucuza satılma durumuyla karşılaşır. Bir kâse çorba, bir bardak şarap, bir oyun… Ve böyle sürüp giderler.
Satılmasına az kaldı, satılıyor ve neredeyse satıldı! Ama Usta duruma el koyar ve beyinsiz kalabalık, ne ilhamın anlamını ne de bir Usta’nın dokunuşunun yarattığı değişimi tam olarak anlayabilir.
Myra B. Welch
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder