Düşünce tarihine fantastik bir yolculuk…
Büyük bilgi denizi hiç kalkmayan bir sisle kaplıdır: Kral
Huxley, halkını onları sonsuza kadar mutlu edecek büyülü bir iksiri içmeye
zorlamaktadır.
Platonicus-Kanticus ile arkadaşı Kall Maks, bu durumu
kuşkuyla karşılamaktadırlar. Kral neyin peşindedir? Mutluluk iksirinde onların
hoşuna gitmeyen şey nedir? Ne yapabilirler ve bir şey yapmaları gerekir mi?
Bu soruları cevaplandırmanın tek ylu, bilmeye cesaret edip,
tavan arasında tozlanmaya terk edilmiş büyülü bir aynanın içinden Felsefika’ya
geçmektedir. Orada onları Kaos Cadısı, Kötü Kral Nieetsche, Bilgi Ateşi, Zen Kedileri
ve İstem Nehri beklemektedir.
Markus Tiedemann, felsefi karakterlerin ve kavramların
piyanosunu bir virtüöz gibi çalarak düşüncenin dostlarını didaktik ve kuru bir
felsefe okuması yerine, felsefe tarihinin kateden masalsı bir serüvene davet
ediyor.
Öğrenerek özgürleşenler için…
Kitap hakkında görüşlerimi tek bir kelime ile ifade etmem
gerekirse; Bayıldımmmmmm !!!!
Kitabı kütüphaneden tesadüf eseri olmama neden olan ve
aslında hiçbir şeyin tesadüf olmadığının bilinci ile neden olana şükürler
olsun.
Felsefenin temel kavramların ve kısa bir klasik felsefe
tarihini, üç arkadaşın başından geçenleri ile birlikte o kadar güzel, yalın ama
bir o kadar derin bir şekilde anlatıyor ki felsefe böyle anlatılmalı
diyorsunuz. Özellikle bizim gibi felsefe denilince korkulan bir yerde.
Bu kitap, bir zamanların popüler kitabı olan Sofinin Dünyası
kadar ilgiyi hak ediyor bence. Kurmacalar o kadar güzel ki bende Felsefika’da
bir an için kaybolacağımı düşündüm.
Kitabı okurken de birçok yeni okunacak kitaplar,
araştırılacak konular listem oldu. Bir an önce de bu listeme başlamak için
sabırsızlanıyorum.
Spare Aude
Eğer kitabı okursanız ki bence kesinlikle okumalısınız,
Fildişi Kulesinde ki Rahat bölümü size bir şeyle çağrıştıracak mı? Merak
ediyorum.
Görüşlerinizi merakla bekliyor olacağım.
Düşünerek var olmanız dileği ile;
Sevgiler…